Karma Ekonomi Sistemi Ne Demek? Ezberi Değil, Çatışmayı Konuşalım
İddialı başlayalım: “Karma ekonomi sistemi” kulağa ılımlı bir orta yol gibi geliyor ama çoğu ülkede bu orta yol, bazen iktisadî akıl yürütmeden çok siyasal konforu korumanın aracı oluyor. Evet, karma model; tam serbest piyasanın kör noktaları ile tam devletçiliğin verimsizliklerini törpüleme iddiasında. Peki pratikte ne oluyor? Kimi zaman rekabeti güçlendireceğiz derken kartelleri büyütüyor, sosyal koruma diye yola çıkıp bütçeyi kalıcı açık döngülerine bağlıyor, “stratejik sektör” bahanesiyle kaynakları siyasî yakınlıklara tahsis ediyor. Bu modeli övmek de yermek de kolay; zor olan, mekanizmanın nasıl çalıştığını çıplak gözle görmek.
Kısa Tanım: Piyasa Artı Devlet—Ama Nasıl?
Karma ekonomi sistemi; özel mülkiyetin ve fiyat mekanizmasının belirleyici olduğu, fakat devletin üç alanda aktif rol aldığı düzendir:
1. Düzenleme (rekabet hukuku, tüketici ve çevre koruması),
2. Yeniden dağıtım (vergi, transferler, sosyal güvenlik),
3. Doğrudan üretim ve yatırım (KİT’ler, altyapı, stratejik sektör ortaklıkları).
Teoride amaç basit: Piyasanın dinamizmini öldürmeden dışsallıkları düzeltmek, kamusal malları sağlamak, eşitsizliği sınırlamak. Fakat teori ile uygulama arasındaki aralığı kim kapatıyor? Bürokrasi mi, siyaset mi, teknokrasi mi?
Piyasa Başarısızlıkları mı, Devlet Başarısızlıkları mı?
Karma ekonomi savunucuları, dışsallıklar (çevre kirliliği), kamusal mallar (savunma, temel altyapı), asimetrik bilgi (finansal ürünler) gibi piyasa başarısızlıklarını gerekçe gösterir. Doğru. Ama eleştirel soru şudur: Bu başarısızlıkları düzeltmek için kurulan aygıt, kendi başarısızlıklarını (aşırı düzenleme, lobici etki, kaynak israfı) nasıl yönetecek? Eğer düzenleyici kurumlar siyasî döngülere göre konumlanıyorsa, sonuç çoğu zaman “müşteri devleti” (regulatory capture): Kuralı yazan ile kuraldan en çok faydalanan aynı masada oturur. Piyasanın görünmez eli ile devletin görünür eli, bir anda “yakın ilişkiler ekonomisi”nin iki eli oluverir.
Politika Araç Kutusu: İlaç mı, Yan Etki mi?
Düzenleme: Rekabet hukuku güçlü ise fiyatlama disipline olur, giriş engelleri kırılır. Zayıf ise karteller “sözde serbest piyasa”ya demokrasi maskesi takar. Vergilendirme: Akıllı vergi tasarımı (geniş taban, düşük oran, basitlik) hem gelir toplar hem büyümeyi boğmaz. Karmakarışık vergi istisnaları ise “görünmeyen sübvansiyon” üretir; verimliliği değil, lobiciliği ödüllendirir. Harcamalar: Hedefleme iyi ise sosyal transferler yoksulluğu azaltır ve insan sermayesini güçlendirir. Kötü hedefleme, “kalıcı bağımlılık” ve bütçe açığına dönüşür. Kamu mülkiyeti: Doğal tekel ve şebeke ekonomilerinde kamu payı tüketiciyi koruyabilir. Yönetim hesap verebilirliği zayıfsa verimsizlik ve zararlar, “özel kâr—kamusal zarar”a evrilir.
Görünmeyen Maliyetler: Teşvik Bozulunca Piyasa Sessizce Kaçar
Karma ekonomi sistemi, yanlış tasarlanırsa teşvikleri bozar: Kısa vadeli fiyat kontrolleri rafları boşaltır, cömert garantiler moral hazard yaratır, kuralsız “yerli ve millî” hamleler küresel tedarik zincirlerinden dışlanma riskini büyütür. Piyasa susar, yatırım ertelenir, verimlilik düşer. Üstelik bu maliyetler, bütçe kalemlerinde değil kaçan yatırımda, kaybolan TFP’de, düşen rekabette hissedilir.
“Orta Yol”un Zayıf Noktaları: Tutarlılık, Öngörülebilirlik, Hesap Verebilirlik
Karma model, prensipte esnektir; pratikte en büyük sınavı tutarlılıktır. Para ve maliye politikası birbirini sabote ediyorsa, düzenlenecek alan ile teşvik edilecek alan aynı anda hedefleniyorsa, iş dünyası önünü göremez. İkinci sınav öngörülebilirlik: Kuralın ortasında kural değişiyorsa, “yatırım yapılabilir ülke” kâğıt üzerinde kalır. Üçüncü sınav hesap verebilirlik: Regülatör bağımsız değilse, sonuç sadece kötü iktisat değil; aynı zamanda kötü yönetişimdir.
Dijital Çağda Karma Ekonomi: Veri Kimin, Platform Kimin?
Bugün tartışma, sadece çelik ve elektrik etrafında dönmüyor; veri, algoritma, ağ etkileri ve platform hakimiyeti gündemin merkezinde. Karma ekonomi sistemi bu yeni alanlarda ne yapacak? Rekabeti korurken inovasyonu boğmayacak; mahremiyeti güçlendirirken KOBİ’lerin ölçeklenmesine izin verecek; kamu bulut yatırımlarını hızlandırırken vendor lock-in riskini azaltacak. Bu, klasik teşvik paketlerinden daha sofistike bir tasarım istiyor.
Provokatif Sorular: Tartışmayı Büyütelim
- Karma ekonomi sistemi gerçekten eşit fırsatları mı büyütüyor, yoksa eşitsizlikleri yalnızca yönetilebilir kılıyor?
- “Stratejik sektör” söylemi, verimlilikten çok yakın ilişkileri mi stratejik kılıyor?
- Regülasyonun amacı, tüketiciyi mi korumak, mevcut oyuncuları mı?
- Teşvikler süreli ve performans şartlı değilse, neden kalıcı bağımlılık üretmesin?
- Kamu-özel işbirliklerinde riskin topluma, kârın daha çok özel aktörlere yazıldığı durumlarda “karma” mı kaldı, “asimetrik” mi?
Ölçmeden Yönetilmez: Başarı Göstergeleri Ne Olmalı?
Karma ekonomi sistemi, sonuçlarına göre yargılanmalı. Hangi metrikler? Rekabet yoğunluğu (pazar payı yoğunlaşması), verimlilik (TFP), sosyal hareketlilik (nesiller arası gelir geçişkenliği), eşitsizlik (Gini, fakat tek başına değil), mali sürdürülebilirlik (yapısal bütçe dengesi), fiyat istikrarı (beklentiler dahil). Bu göstergeler, “hikâye anlatımı”nı kanıt temelli tartışmaya dönüştürür.
İyi Tasarımın İpuçları
Kural bazlı maliye, bağımsız ama hesap verebilir regülasyon, basit ve geniş tabanlı vergi sistemi, süreli—performans bağlı teşvikler, kamu verisinin açık standartlarla erişilebilirliği, güçlü rekabet otoritesi… Bunlar süslü kavramlar değil; karma modelin pratik kasları. Çalışmazsa ne olur? Piyasa geri çekilir, devlet büyür; büyüme hızlanıyor gibi görünse de niteliği düşer, sosyal koruma nominal artar ama gerçek refah yerinde sayar.
Son Söz: Orta Yolun Bedeli ve Değeri
Karma ekonomi sistemi ne demek? Kısaca: Piyasanın enerjisi ile kamunun aklını aynı masaya oturtma iddiası. Değeri, iyi tasarlandığında esnek ve kapsayıcı bir büyüme üretmesidir. Bedeli, kötü tasarlandığında verimsizlik, kayırmacılık ve kronik belirsizliktir. O halde asıl soru şudur: Kuralı kimin için, nasıl yazıyoruz? Cevap net değilse, modelin adı ister “karma” olsun ister başka bir şey—sonuç değişmez. Ekonomi, niyetleri değil, teşvikleri ve kurumları ödüllendirir. Tartışmayı tam da burada büyütelim.